“`html
T24 Politika
Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’deki gelişmelere ilişkin iktidara önemli çağrılarda bulundu. Davutoğlu, “Suriye’de atılması gereken adımlar var; şu anda savaş zamanı değil, barış ve diplomasi zamanı. Rusya, İran, Amerika, İngiltere, Fransa ve Çin ile derhal iletişime geçin. Birleşmiş Milletler’e mektup yazarak Suriye’de bir geçiş hükümeti kurulmasını talep edin. Halep’te derhal sivil bir yapı oluşturulmalı. Geçiş hükümeti için çalışmalar yapın, mevcut rejimle de diyalog kurun. Kürt topluluklarını dışlamamak gerekiyor; PYD yönetimi olmaktan öte, o bölgede yaşayan Kürtler Türkiye’ye destek vermekte. Suriye’de parçalanmalara izin vermeyin,” şeklinde konuştu.
Ahmet Davutoğlu, Saadet-Gelecek grup toplantısında Türkiye sınırlarını ve Suriye’deki durumu yakından izlediğini belirtti. İktidara diplomasi çağrısı yapan Davutoğlu’nun konuşmasında öne çıkan ifadeleri şunlardı:
“Yarın, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmalı. Bu vesileyle tüm kadınları saygıyla selamlıyorum. İlk seçimde, kadın cinayetlerinin ve hukuksuzlukların kaynağını ortadan kaldırmak için iktidarı değiştirmeniz gerektiğini ifade ediyorum.”
“İktidar, ‘Denizden nehire özgür Filistin’ diyen gençleri tutukladı”
Trump “Bu benim desteklediğim, ayakta kalan Netanyahu’nun yaptığı soykırım yetmedi, Orta Doğu’da cehennemi yaşatmaya devam edeceğim,” demişti. Bu sözünden iki gün sonra Ankara’dan herhangi bir tepki gelmedi. İktidar ne yaptı? ‘Denizden nehire özgür Filistin’ diyen gençleri gözaltına aldı. Bu konuda sizlere ‘onurlu bir suça’ adım atma çağrısında bulunuyorum. Bu gençlerle dayanışma içinde, onların sesini yükseltelim. Sağır kulaklar ve kör vicdanlarla bu onurlu sesi asla yalnız bırakmayacağız. İki Grup Başkanvekili, avukatlarımız Sayın İsa Mesih Şahin ve Bülent Kaya da burada, onları savunma görevine tayin ediyoruz. Ankara, korkusuzca ses vermeli ve Trump’a ‘Orta Doğu’da cehennem ateşini yakma. Bu bölge pek çok zalime mezar oldu ve gerekirse size de mezar olacaktır,’ demeli,” dedi.
“Suriye’de acil yapılması gerekenler, savaş değil diplomasi.”
“Kuzey Irak’a yaptığım ziyaretler beni oldukça endişelendirdi. Türkiye’nin güvenlik hattı olan Süleymaniye, Kerkük, Musul, Deyrizor, Rakka, Münbiç, Halep, İdlib ve Lazkiye üzerindeki her gelişmeye dikkat edilmeli. Bu bölgelerin geleceği, Türkiye’nin geleceğiyle yakından ilgilidir. Suriye’de yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Türkiye, bu çatışmanın doğrudan başlatıcısı gibi görünmemelidir. Son günlerde Hama’nın dış bölgelerine muhalif unsurlar kadar rejim güçleri de hareket etti. Suriye’de diplomasi sürecini başlatmak için zemin hazırlanmalı,” diyerek sürdü. (ANKA)
Halep’te Neler Oluyor? Mart 2020’de Rusya ve Türkiye, İdlib’de ateşkes ilan etmiş ve iki ülke arasında ortak devriyelerin yapılacağına dair açıklamalar yapılmıştı. Bölgedeki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birçok gözlem noktası bulunduruyor. Diğer yandan, silahlı gruplar ile Suriye ordusu arasında bölgedeki çatışmalar şiddetini artırmış durumda. İlk 48 saat içerisinde bu gruplar 20 kilometreye yakın bir mesafe kat etti. 29 Kasım’da, HTŞ liderliğindeki grupların Halep’in merkezine ulaştığı bildirildi. Britanya merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, hem muhalif gruplardan hem de Suriye ordusundan çok sayıda kayıp yaşandığını açıkladı. İlk iki günde 120’den fazla HTŞ militanı ve yaklaşık 20 SMO üyesinin yaşamını yitirdiği, Suriye ordusunun ise 60’dan fazla kayıp verdiği belirtiliyor. Türkiye temkinli, ancak Şam’ı hedefliyor Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın silahlı grupların saldırısını “Suriye’nin egemenliğine yönelik bir ihlal” olarak değerlendirdi. Peskov, “Biz Suriyeli otoritelerin en kısa sürede bölgeye düzen sağlayarak anayasal düzeni tesis etmesinden yanayız,” ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep’teki çatışmalara ilişkin, “İdlib’e yönelik son saldırıların” etkilerini vurgulayarak, “Artan çatışmaların bölgedeki gerilimi olumsuz etkilediği” uyarısında bulundu. “Sivil halkın zarar görmemesi ve yeni istikrarsızlıklara yol açılmaması açısından konu bizim için oldukça önemlidir,” diyen Keçeli, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve terörle mücadele kapsamındaki gelişmeleri dikkatle izliyoruz,” şeklinde ekledi. Kritik M5 Karayolu Hedefte Resmi kaynaklara göre, silahlı gruplar Halep ile başkent Şam arasında kritik bir öneme sahip olan M5 karayolunun bir kısmını kontrol altına aldı. M5, Suriye’nin Ürdün sınırından başlayarak, Halep’e kadar uzanan bir otoyoldur. Bu karayolu, ülkenin en yoğun nüfusa sahip dört kenti olan Şam, Humus, Hama ve Halep’i bağlamaktadır. Önceden Suriye’nin ekonomik hareketliliğinde önemli rol oynayan M5, savaş öncesinde günlük 25 milyon dolarlık ticaret hacmine sahipti. Otoyol ayrıca, Suriye’nin doğusundaki tarım ürünlerini ülkenin diğer bölgelerine ulaştırmak için de kullanılıyor. Bölgede Hangi Güçler Bulunuyor? Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırılar neticesinde HTŞ’nin Halep üzerindeki kontrolünü ele geçirmesinden endişe duymaktalar. İran Devrim Muhafızları’nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi, Halep’teki çatışmalarda yaşamını yitirdi. Rus hava saldırıları, özellikle Suriye ordusunun stratejik akaryakıt üssü Han Al-Asal bölgesine yoğunlaşmış durumda. Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitim alan ve daha önce “Kaplan Kuvvetleri” olarak bilinen 25. Özel Tümeni bu bölgeye sevk etti. Şam’ın bölgeye gönderdiği birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve modern T-90 ile T-72 tankları gibi donanımlar yer almakta. Uzun yıllardır İdlib’i kontrol eden ve kendisini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin “terör örgütü” listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ’yi aynı şekilde tanımakta. Türkiye-Suriye Normalleşme Çabaları Saldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme süreçlerinin hızlandığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beşar Esad ile görüşme niyetinin dile getirildiği bir dönemde meydana geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son ziyaretlerinden sonra uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Esad ile görüşmeyi umuyorum. Suriye ile Türkiye’nin terör yapılarına karşı işbirliği yapması gerekiyor. Suriye’de kalıcı bir barışın temeli burada atılmalıdır. Normalleşme için Suriye’ye uzanmak amacıyla elimizi uzattık,” şeklinde belirtti. Rusya ile Türkiye Arasında Anlaşmazlık mı Var? Kremlin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiyev, önceki günlerde yapılan Astana22 toplantısında Rus haber ajansı Tass’a verdiği demeçte, Türkiye’nin Suriye’ye “işgalci güç” adını verdiğini açıkladı. Rusya, kendi askerleri ve İran güçleri dışında kalan tüm askeri varlıkları “işgalci” olarak isimlendiriyor; ancak bu durum, Moskova’nın Ankara’yı açıkça “işgalci” olarak belirlemesini engelliyor. |
Mukadderat: Yalnız Kalma Korkusunun Çözümü Evlenmek mi? |
“`